Obezite Cerrahisi

Obezite Cerrahisi

Kilo vermek ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak için en çok tercih edilen yöntemler arasında mide küçültme ameliyatı bulunur. Mide küçültme ameliyatları kendi içerisinde farklı yaklaşımlara sahip olsa da, bu operasyonlar obezite cerrahisi başlığı altında toplanır.

Obezite Cerrahisi Nedir?

Obezite cerrahisi, kapalı ameliyat yöntemi ile yapılan ve odağında mide küçültme operasyonunu olan bir dizi işlemi barındırır. Mide küçültme ameliyatları büyük bir kesiye ihtiyaç duymadan milimetre seviyesinde delikler aracılığı ile batın içine ulaşılarak gerçekleştirilmektedir. Obezite cerrahisi zaman almayan işlemler bütünüdür. Mide küçültme operasyonu geçiren bir hasta ameliyatın ardından aynı gün ayağa kalkabilir. Birkaç gün müşahede altında tutularak hastanın sağlıklı ilerleyişinden emin olunur. Devamında taburcu edilir ve 1 haftalık bir süre içerisinde sosyal hayatına dönüş yapabilir. Obezite cerrahisinde büyük bir kesi olmaması, kişinin ağrıdan uzak bir operasyon geçirmesini sağlıyor. Estetik olarak da kesi deformasyonu olmadığı için sıklıkla tercih ediliyor.

Obezite ve Metabolik Cerrahi Riskleri

Cerrahi operasyonların doğası her zaman riski beraberinde getirir. Hangi alanda yapıldığı farketmeksizin az veya çok belirli boyutlarda risk barındırır. Bu bilgi ile birlikte obezite ve metabolik cerrahinin de riskler içerdiğini ve alanında uzman kişiler tarafından yapılması gerektiğini unutmamak gerekir. Obezite cerrahisinde karşılaşılabilecek 3 temel risk faktörü şu şekildedir;

Kanama:

Ameliyatlarda en çok dikkat edilen konulardan biri hızlı kanlanan organlara karşı dikkatli olmaktır. Mide ve bağırsaklar da bu kategoride yer alan organlardır. Aynı şekilde, hemen yakınında yer alan karaciğer ve dalak da iyi kanlanan organlardır. Hem ameliyat devam ederken hem de ameliyattan sonra sıralanan bu organlarda kanama görülebilir. Olası kanamaların büyük bir bölümü kendi kendini durdurur. Nadir bir şekilde kanamanın devam ettiği görülür ve bu gibi durumlarda kişi tekrar ameliyata alınarak müdahale edilir.

Venöz Tromboemboli:

Bu risk faktörü temelde hareketsizliğe bağlı olarak ortaya çıkar. Ameliyat esnasında ve devamında geçen hareketsiz süreç, bacakta bulunan toplar damarlarda kan akışının yavaşlamasına neden olur. Bu da kan pıhtısı oluşumu açısından risk teşkil eder. Doğru önlemler ve ameliyat sonrasında hastanın yürütülmesi ile birlikte bu risk faktörü basit bir şekilde engellenir.

Kaçak:

Obezite ameliyatlarında kesip dikilen bölgelerin gerekli iyileşmeyi göstermemesi durumunda küçük açıklıklar meydana getirebilir. Bu da sıvı sızıntılarına yol açar. Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatları dahil olmak üzere sindirim sistemi üzerinde gerçekleştirilen bütün ameliyatlarda kaçak riski bulunur. Ameliyat sonrası, ilk iki haftalık süreçte ateş yakından takip edilmelidir. Önemli bir erken teşhis habercisidir. Olası kaçaklar endoskopik giriş veya revize ameliyatlar ile giderilir. Obezite cerrahisinde kaçak riski %1 seviyesinde bulunmaktadır.

Obezite Cerrahisi Sonrası Egzersiz

Mide küçültme ameliyatı ve gastrik bypass ameliyatı büyük kesi ile yapılan ameliyatlar olmadığı için çok hızlı bir iyileşme süreci bulunur. Birkaç günlük müşahedenin ardından kişi sosyal yaşantısına dönebilir. Egzersiz süreci ise kademeli bir şekilde artırılmalıdır. İlk etapta basit yürüyüş egzersizleri ile başlanır. Kilo verme efektif bir şekilde devam ederken egzersizin temposu ve çeşitliliği de artırılır.

Tüp mide ameliyatının ardından düzenli spor yapmanın sağlayacağı avantajlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Kilo kaybı sürecine destek verir.
  • Metabolizmayı hızlandırma ve hızlı yakım sağlar.
  • Kas hacminin artırılması ve korunmasına katkıda bulunur.
  • Kilodan zarar görmüş eklemlerin sağlıklı olmasına ve kemik yapısının korunmasına destek verir.
  • Olası kalp damar hastalık riskini azaltır.

Obezite cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler;

  • Spor ritmini kademeli bir şekilde artırın.
  • Vücudu aşırı zorlamaktan kaçının.
  • Düzenli bir şekilde uyum sağlayabileceğiniz rutinler oluşturun.
  • Tek bir kas kütlesini çalıştırmak yerine vücutta bulunan bütün kas gruplarını harekete geçirin.
  • Egzersizlerin devamlılığı sağlamak adına yaparken keyif aldığınız aktivitelere yönelim gösterin.
  • Kısa mesafeli yolculuklarınızı yürüyerek yapın.
  • Bol su için. Yemek yedikten sonra spor yapmayın. Dolu bir mide ile spor yapmaktan kaçının.

Obezite Cerrahisi Sonrası Hamilelik

Obezitenin birçok hastalığa neden olduğu gibi üreme üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Elde edilen veriler ışığında, tüp mide ameliyatlarının ardından yumurtlama üzerinde olumsuzluk yaratan sorunların azalmaya başladığı görülmektedir. Aşırı kilolu kadınların çocuk sahibi olmasında yaşadıkları sorunlar ortadan kalkabilir. Hamile kalma, hamilelik ve doğum sonrası süreçlerin çok daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur.

Yukarıda yer alan iyileşmelerin yanı sıra, tüp mide ameliyatına müteakip 1 yıl içerisinde hamile kalmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Sağlıklı bir hamilelik için ameliyatın ardından 12 ila 18 aylık bir sürenin geçmesi gerekir. Ameliyat sonrasındaki alışma süreci ve zaman zaman yaşanacak düşük vitamin ve mineral değerleri bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimine engel olur.

Obezite Cerrahisi Sonrası Proteinin Önemi

Tüp mide ve gastrik bypass ameliyat sonrasında yaşanan mecburi porsiyon küçültmeleri, kişinin yeterli proteini almasına engel olabilir. Proteinin ihtiyacın altında alınması hem yaraların geç iyileşmesine yol açar hem de vücudun temel fonksiyonlarına zarar verir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamaya göre insan vücudu kilo başına 0,8 gram ile 1 gram aralığında protein almalıdır. Öğünlerde yeterli proteinin alınamaması durumunda ek protein gıdaları alınabilir. Takviye proteinlerin seçimi uzman kişi ile birlikte yapılmalıdır. Proteinin doğal gıdalardan alımı önceliklenmelidir.

Obezite Cerrahisi Sonrası Saç Dökülmesi

Obezite ameliyatları sonrasında saç dökülmesi görülen yan etkiler arasındadır. En önemli nedenlerinden biri de, ameliyat sonrasında yeterli protein, vitamin ve mineralin alınmamasıdır. Hızlı bir şekilde kilo kaybetmek saç dökülmesinde artış oluşturabilir. Tüp mide ameliyatının ilk aşamalarında görülen hızlı kilo kaybı ile birlikte saç dökülmesi de benzer bir trend gösterir. Saç dökülmesi hızlı kilo verilen başlangıç sürecinde çok daha fazla olurken 8. aydan sonra saç dökülmesi durma noktasına gelir. Sürecin doğal akışında yaşanan bir durumdur. Saç dökülmesini önlemek veya minimumda tutmak adına çinko, B12, demir ve protein alımına dikkat etmek gerekir. Düzenli yapılan kan tahlilleri ile birlikte eksik alınan gıdalar tespit edilmeli ve bu doğrultuda bir diyet planlanmalıdır.

Obezite Cerrahisi Sonrası Vitamin Kullanımı

Tüp mide ameliyatı gastrik bypass ameliyatına göre bu konuda çok daha risksiz bir obezite ameliyatıdır. Gastrik bypass ameliyatı sonrasında emilim sorunları yaşandığı için vitamin ve mineralin ek destek olarak hayat boyu alınması gerekir. Ancak tüp mide ameliyatı sonrasında herhangi bir emilim sorunu yaşanmaz. Bununla birlikte midenin küçülmesinden kaynaklı olarak porsiyonlar da küçülür. Bunun sonucunda bazı vitamin ve minerallerin yetersiz alınıyor olması muhtemeldir. Ameliyat sonrası dönemde sık kan tahlilleri ile birlikte değerler takip edilmelidir. Kalsiyum, B12, demir, D vitamini, folik asit ve B1 vitaminin eksik görüldüğü çok sayıda vaka bulunmaktadır.

Yapılan kan tahlilleri sonucunda azalan değerler göz önüne alınarak ilgili vitaminler ek olarak alınmalıdır. Konuyu özetlemek gerekirse; tüp mide ameliyatı olanlar için özellikle ilk 12 ay önemli olurken gastrik bypass ameliyatı olanlar için ise ömür boyu vitamin kullanımı gerekir.

Obezite Revizyon Ameliyatı Neden Yapılır?

Obezite cerrahisi içerisinde önemli bir yeri olan revizyon ameliyatları, birçok farklı nedenden dolayı yapılabilir. Operasyonda yaşanan başarısızlık, istenilen seviyede kilo verememe, aşırı reflü problemi ve diğer sağlık sorunları başlıca nedenler arasında bulunur. Tüp mide ameliyatı olanlar istediği takdirde revizyon ameliyatı ile birlikte gastrik bypass ameliyatı olabilirler. Kişinin tekrar kilo almaya başlaması da obezite revizyon ameliyatı seçenekleri arasında sık görülmektedir.

Obezite Revizyon Ameliyatı Uygulanan Kişiler

Obezite revizyon ameliyatı farklı ihtiyaçları karşılamak adına yapılır. Bu ihtiyaçları yaşayan kişi grupları şu şekilde sıralanabilir;

  • Hedeflenen oranda kilo veremeyen veya tekrar kilo almaya başlayan kişiler,
  • İlk ameliyat üzerinden minimum 2 yıl süre geçirmiş olan kişiler (Herhangi bir operasyon sorunu görülen kişiler beklemeden revizyon ameliyatına alınabilir. Bu süre her şeyin yolunda gittiği ancak kişinin kilo veremediği durumlarda geçerlidir.)
  • Operasyonda sorun yaşayan kişiler (kaçak ve sızıntı sorunları, kanama vb.)

Obezite revizyon ameliyatına ihtiyaç duyulmadan hedeflenen kilolara düşmek çok önemli ve sağlıklı olandır. Bu açıdan, aynı hatalara düşmeden tekrar kilo almamak gerekir. Tüp mide ameliyatları düşük riskte ameliyatlar olsa da tıpta her ameliyatın benzer riskleri bulunur ve her doktor ameliyat uygulamalarını minimum seviyede tutmak ister.

Obezite Cerrahisi ve Revizyon Ameliyatlarının Türleri

Revizyon ameliyatlarının türleri incelendiğinde, en çok karşılaşılan durum başarısız kilo verimi sonrasında gerekli duyulan revizyon ameliyatlarıdır. İlk ameliyat esnasında yaşanan olumsuz durumlar da revizyon ameliyatlarını zorunlu kılabilir. Tüp mide ameliyatı ile başlayan süreç, revizyon ameliyatı ile birlikte gastrik bypass uygulamasına dönüştürülebilir. Tüp mide ameliyatı geçiren kişi, hedeflediği kilolara ulaşamadığı takdirde ikinci kez tüp mide ameliyatı olabilir. Farklı kaçak ve sızıntı gibi sağlık sorunlarından dolayı revizyon ameliyatları gerçekleştirilebilir.

Obezite cerrahisi yüksek oranda uzmanlık gerektirir. Kişinin sağlıklı kiloları ulaşmasında her zaman tek ameliyat ile birlikte başarı elde edilmesi önceliklidir. Alanında uzman ekip ve yeterlilik seviyesi yüksek ekipmanlar ile kişinin azmi bir araya geldiği takdirde, obezite cerrahisi yüksek oranda başarılı sonuç vermektedir.