Tüp Mide Ameliyatı

Tüp Mide Ameliyatı Nedir?

Tüp mide ameliyatı, obezite cerrahisinin en çok tercih edilen ve etkisi kanıtlanmış operasyonları arasında bulunmaktadır. Ameliyatın uzman ekip ve ekipman ile yapılması sonucunda ilk 3 ay boyunca çok yüksek kilo vermeyi sağlayan ve etkisini 18-24 aya kadar gösteren önemli bir uygulamadır. Sadece obeziteye değil obeziteye bağlı birçok rahatsızlığa faydası bulunmaktadır. Tüp mide ameliyatı, oldukça eskiye dayanmaktadır. Yıllar içerisinde biriken veriler ışığında, etkisi kanıtlanmış ve yan etkilerinin sınırlı kaldığı da tespit edilmiştir.

Tüp Mide Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Tüp mide uygulaması ile birlikte midenin yaklaşık %80’lik kısmı kapalı ameliyat yöntemi ile birlikte çıkarılır. Ameliyatın büyüklüğü fark etmeksizin, her ameliyat beraberinde komplikasyon riskini barındırır. Tüp mide ameliyatı, birçok ameliyata göre düşük riske sahiptir. Özellikle kapalı ameliyat olarak gerçekleştirilmesinden dolayı çok hızlı iyileşme sağlar.

Tüp mide ameliyatı gerçekleştirilirken karın üzerinden yaklaşık 1 santimetre çapında 4-6 adet delik açılır. Bu delikler aracılığı ile hem ameliyat ekipmanı hem de kamera, mide altına iletilir. Midenin büyük bir bölümü kesilerek dışarı alınır. Midede yaşanan hacim düşüklüğü ile birlikte hasta, çok daha küçük porsiyonlar ile yüksek doyuma ulaşmış olur.

Tüp mide ameliyatı yaklaşık 60-90 dakika sürmektedir. Ameliyatın sahip olduğu özellikler göz önüne alındığında, midenin hem giriş bağlantısında hem de çıkış bağlantısında hiçbir değişiklik yaşanmaz. Mide, dik olarak kesime uğrar ve bu yaklaşım sayesinde çok düşük riske sahiptir. Ameliyat sonrası birkaç gün içerisinde adaptasyon sağlanır.

Tüp Mide Ameliyatı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Tüp Mide Ameliyatı Kilo Sorunu Olan Herkese Uygulanabilir Mi?

Mide küçültme ameliyatı olmak isteyenlerin belirli bazı şartları taşıması beklenir. Bu şartlar şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Vücut kitle indexi 40’ın üzerinde olmalıdır. Morbid obez olarak bilinen sınıftır. Vücut kitle indexini hesaplamak için mevcut kilo/metre cinsinden boyun karesi formülü kullanılabilir.
  • Vücut kitle indexi 35 ila 40 aralığında olmakla birlikte ayrıca Tip 2 şeker hastalığı, uyku apnesi, hipertansiyon ve diğer ek hastalığa sahip olması gerekir.

Yukarıda yer alan şartları sağlamayanlar, düzenli diyet ve egzersiz ile kilo vermeye çalışmalıdır. Tüp mide ameliyatı, ancak kişinin mevcut durumun ameliyat riskinden fazla olduğu durumlarda gerçekleştirilir. Özellikle Tip 2 şeker hastalığı olanlar, hastalığını kontrol altına alamadığı durumlarda büyük risk teşkil ederler. Bu yöntem ile birlikte Tip 2 şeker hastalığı büyük oranda sorun olmaktan çıkar ve hasta iyileşir.

Tüp Mide Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılır?

Tüp mide ameliyatı için belirlenen bazı kriterler bulunmaktadır. Bunlardan bir diğeri de yaş kriteridir. Hastanın 18 ila 65 yaş aralığında bulunması gerekmektedir. Bu yaş aralığında olan ve 35’in üzerinde vücut kitle indexine sahip olan hastalar, hem obezite sorununu hem de Tip 2 şeker hastalığını sonlandırabilirler.

18 yaşın altında olan ancak çok riskli bir duruma sahip olan kişiler ailenin onayı ile birlikte hekim tetkiklerine girebilirler. Uygun oldukları takdirde ameliyat olmaları mümkündür. Ancak, diğer bütün yolların (diyet ve egzersiz ile kilo verme gibi) denenmiş olması gerekmektedir.

65 yaş üzerinde olan kişiler, mevcut sağlık durumu ve ameliyatta yaşanabilecek riskler çok dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Eğer ki risk oluşturabilecek bir durum gözükmüyorsa, tüp mide ameliyatı olabilirler.

Tüp Mide Ameliyatı İle Kaç Kilo Verilebilir?

Tüp mide ameliyatının ardından ilk süreç, hızlı kilo verme süreci olarak bilinmektedir. Özellikle 6 aya kadar, kilo verme süreci çok hızlı gerçekleşir. Mide hacminde yaşanan ani küçülmeye vücut adapte olmak ister. Bunun sonucunda, çok daha az yemek yeme görülmekte ve hızlı kilo verimi yaşanmaktadır.

Kişinin sahip olduğu başlangıç kilosuna göre, vereceği kilo miktarında farklılıklar bulunur. Bu açıdan, tüp mide ameliyatındaki ortalama kilo verme süreci yüzdelik olarak ifade edilir. Tüp mide ameliyatı olan bir kişi aşağıda yer alan yüzdelik dilimlerde kilo verme gösterir;

  • 1 aylık süreç içerisine %10’luk kilo kaybı yaşanır.
  • 3 ay bitiminde başlangıç kilosunun %20’si kaybedilir.
  • 6 ay sonunda başlangıç kilosunun %30’u kaybedilmiş olur.
  • ayın sonunda başlangıç kilosunun %40’ı kaybedilmiş olacaktır.

Yukarıda 18 aylık bir sürecin ortalama kilo kaybetme süreci bulunmaktadır. Ortalama değerler göz önüne alındığında 150 kilo ile ameliyata giren bir kişinin 18 aylık süreç içerisinde 90 kiloya düşmesi beklenir.

Kişinin yaşı, cinsiyeti, diyet programına riayet etmesi, düzenli egzersiz yapması ve diğer faktörler, kilo verme sürecinde etkili faktörlerdir. Kilo verme sürecinde protein alımına dikkat edilmelidir. Daha az porsiyon tüketmeye başlandığında, özellikle protein alımında eksikli görülmektedir. Bunun sonucunda, kas iskelet sisteminin sağlığında bozulmalar ve kas kütlesinde kayıplar olabilir. Bu açıdan, ilk ay için protein takviyesi alınması çok önemlidir. Protein destek ürünleri ilk 1 yıl boyunca kullanılabilir.

Tüp Mide Ameliyatı Öncesi Diyet Yapmak Gerekli Mi?

Tüp mide ameliyatına girmeden önce hekim tarafından belirli tetkiklerin yapılması zorunludur. Özellikle bazı hastaların vücut kitle indexi, ameliyat için belirlenen sınırın üzerinde olabilir. Süper obez olarak bilinen ve vücut kitle indexi 50’nin üzerinde olan kişiler için özel diyet planları uygulanmaktadır. Burada amaçlanan nokta, karaciğerin olabildiği kadar küçültülmesidir. Karaciğeri çok büyümüş olan bir kişi ameliyat esnasında riski yukarıya çekecektir. Ameliyata kadar vücut kitle indexinin 35-40 aralığına çekilmesi ile birlikte, ameliyat çok daha az riskli hale gelir.

Eğer ki, vücut kitle indexi 50 seviyesinde değilse ve ameliyata engel olacak özel bir durum bulunmuyorsa, kişiye özel bir ameliyat diyeti hazırlanmaz. Direkt olarak ameliyat sürecine geçilir ve ameliyat sonrası uygulaması gereken diyet üzerine çalışma yapılır. Kişi kendini ameliyata hazırlarken kendi diyetini yapmaya devam edebilir. Bu diyetin, profesyonel bir diyetisyen tarafından hazırlanması önemlidir. Ameliyat sonrası başarılı bir kilo verme süreci, ancak diyet ve egzersiz planına uymaktan geçer. Unutulmamalıdır ki ameliyat sonrası diyet ve egzersiz planını doğru bir şekilde uygulamayan kişiler tekrar kilo alma sürecini yaşayabilirler.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Ağrı

Kapalı mide ameliyatı yöntemi olan laparoskopik yöntemle gerçekleştirilmektedir. Açık ameliyat olmamasından dolayı büyük deri kesileri bulunmaz. Bunun sonucunda çok daha ağrısız ve hızlı iyileşen bir süreç bulunmaktadır. Ameliyatın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi için, ameliyat esnasında mide karbondioksit gazı ile birlikte şişirilir. Ameliyatın bitişi ile birlikte bu gaz boşaltılır. Ancak, midedeki karbondioksitin tamamı boşaltılamadığı için içeride kalan gaz ameliyat sonrası ağrıya neden olabilmektedir. Oldukça kısa süreli bir ağrıdır. Hem fazla gazı atılması hem de hızlı adaptasyon için ameliyat sonrasında yürüyüş çok önemlidir. Ameliyatın sonucunda sonraki 3 saatlik dilimde dinlenmek gerekir. 3 saatin dolması ile birlikte, herhangi bir olumsuzluk olmadığı takdirde hasta kısa yürüyüşlere başlayabilir.

Ameliyat kapalı ameliyat olmakla birlikte 1 santimetrelik deliklere ihtiyaç duyar. Bu durum, küçük de olsa kesi olmasını barındırır. Birkaç günlük periyotta, kişi oturup kalkarken bu kesi alanlarında çok küçük ağrılar duyabilir. Oluşan bu ağrılar, hem çok kısa süreli ağrılardır hem de kişinin konforunu büyük oranda etkilemezler.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Alkol Tüketimi

Sosyal yaşantılarına alkol alan kişilerin, ameliyat sonrasında merak ettiği konulardan biridir. Alkol özellikle ilk 6 ay boyunca alınması kesinlikle önerilmez. Devamında da alkol alımı sağlık açısından önerilmese de kişinin sosyal yaşantısı göz önüne alınarak dikkatli bir şekilde tüketilebilir. Alkolün alınmamasını gerektiren 3 önemli faktör bulunmaktadır. Bunlar;

  • Alkol, sahip olduğu yüksek kalori ile birlikte kişinin kilo verme sürecinde en büyük düşmanlarından biridir. Bu açıdan, tüp mide ameliyatının efektif bir şekilde yarar sağlaması adına, alkol tüketilmemesi gerekir.
  • Mide hacminde yaşanan büyük düşüş ile birlikte, çok daha düşük alkol alımı, kanda toksik seviyelere ulaşmaya neden olabilir. Ameliyat öncesinde mide hacminin büyük olmasından dolayı, kana karışan alkol oranı çok daha sınırlı olur. Ancak ameliyat sonrasında bu süreç çok hızlı gerçekleşir. Kişi, eskiden tükettiği alkol miktarının çok daha az bir kısmı ile çok daha fazla etkilenecektir.
  • Alkollü içeceklerin büyük bir bölümü kişide şişkinlik ve hazımsızlık yaratır. Mide hacminin küçülmesi göz önüne alındığında, kişi oluşan büyük şişkinlik karşısında çok fazla rahatsız olacaktır. Bu açıdan, mide asidini yükseltecek besinlerden kaçınıldığı gibi alkolden de kaçınmak gerekir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme

Tüp mide ameliyatının amacı hem kilo vermek hem de bağlı olduğu Tip 2 şeker hastalığı gibi hastalıkları ortadan kaldırmaktır. Ameliyat, kişinin bu süreçte destek almasını sağlar. Ancak tek başına kilo verdirmeyecektir. Hastanın verilen diyet ve egzersiz planına çok dikkatli bir şekilde uyması gerekir.

Ameliyat sonrası süreçte, porsiyonların büyük ölçüde küçülmesi, özellike yeterli protein alımı konusunda risk içermektedir. Kişi yeterli miktarda protein aldığına emin olmadığında kas ve iskelet sisteminde sorunlar yaşar. Kas kütlesini koruyamaz. Bu durum, kesinlikle istenmeyen bir durumdur.

Ameliyat sonrasında aşağıda yer alan püf noktalara dikkat etmek gerekir;

  • İlk 1 haftalık süreçte, berrak sıvı gıdalar tüketilmelidir. Burada yer alan temel hedef, sindirim sistemini besinlere yeniden alıştırmaktır.
  • hafta ile birlikte koyu sıvı gıdalar tüketilmeye başlanabilir. İlk hafta içerisinde çok daha sıvı gıdalar tüketilirken, ikinci hafta ile birlikte koyu kıvamlı sıvılar tüketilmelidir.
  • Devamında gelen 3. hafta içerisinde gıdaların püre halleri tüketilebilir. Koyu sıvı ile katı gıda arasında olan bu süreçte, büye katı gıdaya alıştırılmış olur.
  • haftaya başlandığında yumuşak katı gıdalar tüketilebilir. Katı gıdalar, olabildiği kadar doğranmalı, öğütülmeli, ezilmeli ve püre haline getirilmelidir. Protein tüketimine büyük önem verilmelidir. Devamında da sebze ve meyve tüketimi önem arz eder.
  • hafta ile birlikte katı gıdaya geçiş sağlanır. Kişiden kişiye diyet planı farklılık göstermektedir. Bu açıdan, ameliyat sonrası süreçte, uzman diyetisyen eşliğinde diyet planı hazırlanmaktadır.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Darlık

Tüp mide ameliyatında yaşanan büyük hacim düşüklüğü darlık açısından bir risk oluşturabilir. Ameliyat esnasında ağızdan yerleştirilen bir kalı sayesinde, midenin dar olmaması ve besinlerin geçişi sırasında bir sorun yaşanmaması hedeflenir. Bu açıdan, uzman ekip ve ekipman ile birlikte ameliyatın gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Bu konuya dikkat edildiği takdirde, ameliyat sonrasında darlık sorunu ile karşılaşılmaz.

Ameliyat sonrasında mide hacminde çok büyük bir düşüş yaşanır. Ani bir şekilde hızla besin tüketilmeye başlandığı durumlarda, midenin dönme riski bulunmaktadır. Ameliyat sonrası süreçte, gıda tüketimi küçük porsiyonlarda ve yavaş bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Mide dönmesi gerçekleştiği takdirde, kişide bulantı ve kusma gibi belirtiler yaşatmaktadır. Ameliyat sırasında, mide duvarının yeni hali oluşturulurken çevre yağ dokulara dikim gerçekleştirilir. Buradaki amaç, ameliyat sonrası olası mide dönmesi riskinin önüne geçmektir.

Darlık Nasıl Anlaşılır? Belirtileri Nedir?

Tüp mide ameliyatı sonrasında, özellikle 48 saatlik süreç içerisinde bulantı ve kusma gibi durumlar doğal olarak karşılanmalıdır. Bunun yanı sıra ilk 3 aylık süreç içerisinde, bazı besinlere yönelik hassasiyet oluşumu ve zaman zaman kusma gibi durumlar görülebilir. Ancak, 6. ayın dolması ile birlikte tam adaptasyon sağlanmış olmalıdır. Bu zaman diliminden sonra yaşanan tıkanıklık, besinlerin göğüs kafesine oturması, kusma vb. şikayetler normalliğini kaybedecektir. Bu ve benzeri şikayetlerin devam etmesi halinde, kliniğe başvurmak gerekmektedir.

Darlık Nasıl Anlaşılır?

Tüp mide ameliyatı sonrasında %2 ila %3 aralığında görülen bir komplikasyon olan darlık, hasta şikayetlerinin değerlendirilmesi üzerine tespit edilebilir. Özellikle, darlığın ne zaman oluştuğu çok önemlidir. Hızlı yemek yeme ya da çiğnemeden yemek yenildiğinde oluşup oluşmadığı hasta tarafından takip edilmelidir. Eğer ki bu gibi aktiviteler sonrasında görülüyorsa, alışkanlıklarda değişiklikler yapmak gerekecektir. Darlık devam ettiği takdirde, endoskopi ile ileri tetkikler yapılmalıdır.

Tüp Mide Sonrası Darlık Nasıl Tedavi Edilir?

Darlığın tedavisinde kullanılan en temel yöntem, endoskopik balon dilatasyonlarıdır. Bu sayede, darlık görülen kısım genişletilerek sorun ortadan kaldırılır. Bu konuda herhangi bir dirençle karşılaşıldığı takdirde revizyon ameliyatları yapılmaktadır. Çoğunlukla tüp mide ameliyatı olan bir kişiye revizyon ameliyatı ile birlikte gastrik bypass ameliyatı yapılabilir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kaçak Nedir?

Obezite cerrahisinde en çok korkulan komplikasyonlar arasında kaçak bulunmaktadır. Hem tüp mide ameliyatı sonrasında hem de gastrik bypass ameliyatı sonrasında görülme ihtimali bulunmaktadır. Tüp mide ameliyatlarında kaçak riskine özellikle dikkat edilmelidir. Zira, midede oluşan yüksek basınçtan dolayı tedavisi daha zor gerçekleşir.

Kaçak, küçültülen midede veya bağırsak bağlantısında yeterli iyileşme olmadığı takdirde görülen ve çok küçük seviyede bulunan açıklıklarda meydana gelen sızıntıya karşılık gelir. Mide ve bağırsakta bulunan sıvıların sızıntı sonrasında karın içerisinde akması, son derece riskli bir durumdur. Özellikle enfeksiyon oluşumundaki temel sebeplerden biridir. Sindirim sistemini hedef alan bütün ameliyatlarda kaçak riski bulunmaktadır. Tüp mide, gastrik bypass ve diğer obezite ameliyatlarında görülme ihtimali %1-2 aralığındadır. Kaçak tedavisi kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşebilir.

Kaçak Nasıl Anlaşılır?

İstenmeyen bu durumun çeşitli belirtileri bulunmaktadır. Bunlar arasında, yüksek ateş, karın ağrısı ve çarpıntı ön plana çıkanlardır. Obezite cerrahisi yapılan kişiler ilk 2 haftalık süreçte bu belirtilere dikkat etmelidir. Benzer belirtiler görüldüğü takdirde, hızlı bir şekilde doktora başvurmalı ve sorunlar net bir şekilde anlatılmalıdır. Hekimin yapacağı çeşitli tetkikler ve görüntülemeler sonrasında kaçak tespit edilir ve tedavi sürecine geçilir. İlk 2 haftalık süre geçildikten sonra kaçak riski de ortadan kalkar.

Kaçak Nasıl Tedavi Edilir?

Kaçak görüldüğü takdirde ilk yapılacak işlem, kaçağın boyutu ve sıvı miktarının tespit edilmesidir. Eğer ki karın bölgesinde çok fazla kaçak sıvısı tespit edilirse, hasta tekrar ameliyata alınabilir. Az miktarda sıvı görüldüğü takdirde, görüntüleme ile birlikte kaçağın boşaltılması yapılır. Devamında da endoskopik stent işlemi uygulanır. Ameliyatsız bir tedavidir. Kaçak tedavisi toplamda 2-8 haftalık bir süreci kapsar. Herhangi bir enfeksiyon görüldüğü takdirde, hastane yatışı gerçekleştirilir.

Kaçak İçin Önlem Alınabilir Mi?

Obezite cerrahisinde kaçak yaşanmaması adına yapılabilecek çeşitli faktörler bulunmaktadır. Cerrahın tecrübeli olması ve ameliyatı özenli bir şekilde uygulaması en önemli faktördür. Bunun yanı sıra, kullanılan ekipmanlar ve ameliyatta kullanılan çift dikiş tekniği, kaçak oluşumunu engelleyen önemli konulardır.

Kaçak yaşanmaması sadece ameliyat sürecine bağlı değildir. Ameliyat sonrasında, hastanın uyması gereken önemli konular da bulunmaktadır. Bunların başında, hastaya sunulan diyetin harfiyen yerine getirilmesi gelir. Özellikle ilk 14 gün boyunca dikişler üzerinde baskı oluşturmamak adına, asitsiz ve sıvı gıdalar tüketilmelidir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Katı-Sıvı Ayrımı

Tüp mide ameliyatı ile birlikte midenin hacminde büyük oranda düşüş yaşanır. Bu açıdan, ameliyat sonrası beslenme süreci çok önemlidir. Hacimde yaşanan düşüşten dolayı, dikkat edilmediği takdirde yaşam konforunu etkileyecek derecede rahatsızlık oluşturabilir. Midenin hacmi, hem katı hem de sıvı gıdaları aynı anda alacak kapasiteye sahip olmadığı için bu ayrımı yapmak gerekir. Bunun yanı sıra, katı ve sıvı gıdaların aynı anda alınması, mide hacminin hızlı bir şekilde büyümesine ve tekrar kilo alımına neden olabilir. Tüp mide ameliyatı olanlar ve obezite ile mücadele edenler, katı ve sıvı gıdaları almamaya ömür boyu dikkat etmelidir. Katı gıdaları tüketirken, geçişini kolaylaştıracak derecede sıvı gıdalar alınabilir. Ancak bu durum susuzluğu giderecek derecede olmamalıdır.

Hem susamış hem de acıkmış bir hasta, iki seçenekten birini tercih etmelidir. Su alımı öncesi ve sonrasına 30 dakika süre koymak gerekir. Yemek yemeye başlamadan önce 30 dakikalık bir sıvı alımı boşluğu oluşturmak gerekir. Aynı şekilde, yemek sonrasında sıvı içeceklerden uzak durmak ve 30 dakikalık bir sürenin ardından tüketmek son derece önemlidir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Mide Genişler Mi?

Tüp mide ameliyatının ardından, mide hacminde büyük oranda bir düşüş yaşanır. Bu oran yaklaşık %80’dir. 1000-1500 ml’lik bir hacme sahip olan mide, ameliyat ile birlikte 100-150 ml seviyesine düşer. Bu hacim yaklaşık bir çay bardağına denk gelmektedir. Ameliyatın üzerinde 12 ay geçmesi ile birlikte mide hacmi 200-250 ml seviyesine kadar çıkabilmektedir. Çay bardağından su bardağı seviyesine çıkan mide, eski haline gelecek düzeyde büyümez. Burada dikkat edilmesi gereken önemli konu, midenin küçük olmasından kaynaklı rahatsızlık yaşanma ihtimalidir. Hasta midenin hacmini göz önüne almayarak, büyük porsiyonlar yemeye başlarsa, şişkinlik şikayetleri baş gösterecektir. Bu durum da hayat kalitesinde büyük sorunlar oluşturabilir.

Tüp mide ameliyatı sonrası süreçte kilo verimi hızlı olur. En büyük korkulardan biri, kaybedilen kiloların tekrar geri alınmasıdır. Bunun arkasında yatan neden, midenin büyümesi değil; kişinin çok sık ve kalori besinler tüketmesidir. Mide eski hacmine ulaşmasa da, hasta diyetine uymaz ve yüksek kalorili besinler tüketirse, tekrar kilo almaya başlayacaktır.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Oruç Tutulabilir Mi?

Ameliyat sonrası yaşanan süreçte birçok konuya dikkat etmek gerekir. Başarılı bir şekilde kilo vermek aynı zamanda vücudun ihtiyaçlarını karşılamayı da gerektirir. Sağlıksız kilo vermekten kesinlikle kaçınmak gerekir. Özellikle ilk aylarda beslenmeye çok dikkat etmek gerekir. Midenin hacminde yaşanan büyük düşüş ile birlikte, hasta sık ve küçük porsiyonlar yemek zorundadır. Sadece katı gıdalar değil sıvı gıdalar ve su da çok sık ve küçük yudumlar halinde tüketilmelidir. Bu açıdan, uzun süreli açlık ve susuzluk kesinlikle önerilmez. Bu konulara dikkat edilmedi takdirde, çok sayıda hastalık baş gösterebilir. Sindirim sorunları, halsizlik, baş dönmesi, tansiyon düşmesi vb. çok sayıda hastalık görülmeye başlanır. Ameliyat sonrası 12 aylık süreçte uzun süre aç ve susuz kalmak kesinlikle önerilmemektedir.

Tüp mide ameliyatı sonrasında aktif kilo verme süreci 18-24 ay sürmektedir. Bu süre zarfında alınan besinlere çok dikkat edilmeli ve vücudun ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu açıdan oruç konusunda dikkatli olmak gerekir. Uzun süreli açlıklar sadece kilo verme sürecini değil diğer sağlık konularını da olumsuz etkileyecektir.

Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Geri Kilo Alınır Mı?

Tüp mide ameliyatının hedefinde kısıtlayıcı önlemler bulunmaktadır. Hastanın midesinde yaşanan %80’lik hacim düşmesi sayesinde, hasta çok daha düşük porsiyonlar tüketerek doyuma ulaşır. Tüp mide ameliyatları gastrik bypass ameliyatı gibi emilim sürecini etkilemez. Bu açıdan yemeklerden elde edilen emilimde, dolayısı ile kaloride bir farklılık olmayacaktır. Tüp mide ameliyatı sonrasında diyet ve egzersiz planına uyulduğu takdirde verilen kilolar geri alınmaz. Ancak, sık ve yüksek kalorili besinler tüketildiği takdirde, verilen kilolar geri alınmaya başlanır.

Tüp mide ameliyatı sonrası geçen 24 aylık sürecin ardından, bazı hastalarda kilo alımı görülmektedir. Ancak bu kilo alımı sınırlı kalmaktadır. Mide hacminde yaşanan büyük düşüş ve midenin genişleyebileceği hacim göz önüne alındığında kilo alımının sınırlı kaldığını belirtmek gerekir. Hasta, yüksek kalorili gıdalardan kaçındığı takdirde, kilo alımı görülmez.

Tüp mide operasyonu ilk 2 yıllık sürecinde, başlangıç kilosunun yaklaşık %40’ı verilir. Bu sürecin ardından diyete ve egzersiz planına sadık kalındığı takdirde kilo verme süreci yavaş bir şekilde devam edebilir.