Fazla kilolarından kurtulmak isteyen kişiler, farklı uygulama ve yöntemler aracılığı ile kilolarından kurtulabilirler. Bu seçenekler arasında obezite ameliyatları önemli bir yer tutuyor. Bununla birlikte, obezite ameliyatı da kendi içerisinde farklı seçeneklere ayrılmaktadır. Bu seçenekler arasından en uygun ameliyatı seçerken dikkat edilmesi ve göz önünde bulundurulması gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Aşağıda, farklı bakış açıları ile kişinin en doğru seçimi yapması adına detaylı bilgiler bulunmaktadır. Her bir başlık kendi içeriğinde sunmuş olduğu bilgiler sayesinde, en doğru obezite ameliyatı seçimi için yardımcı olacaktır. Nihai bilgilendirme her zaman uzman doktor tarafından gerçekleştirilmelidir.
Tüp Mide Mi? Gastrik Bypass Mı?
Obezite ameliyatları arasında en eski yöntemlerden biri olan gastrik bypass yönteminin kullanımı 40 yılı aşmıştır. Ortaya çıkmış olduğu 80’li yıllarda, en çok tercih edilen standart ameliyat yöntemi arasında bulunmaktaydı. Bununla birlikte ameliyata hazırlık evresi gerektiren aşırı kilolu kişilere ise öncelikle tüp mide ameliyatı yapılmaktaydı. Bu sayede, tüp mide ameliyatı ile birlikte bir hazırlık süreci gerçekleştirilir ve devamında da kişi gastrik bypass ameliyatı ile birlikte nihai hedefe ulaştırılıyordu. İki farklı operasyonun birbirini takip edecek şekilde kullanılan bu yaklaşım 20 sene boyunca tercih edildi. 2000’li yılların başlarında, teknolojinin gelişmesi ve geçen 20 yıl boyunca elde edilen büyük verinin tahlili sayesinde, tüp mide ameliyatının verdiği sonuç ile gastrik bypass ameliyatının verdiği sonucunun hemen hemen aynı olduğu görüldü. Bu bilginin elde edilmesinin ardından tüp mide ameliyatı tek başına yeterli görülerek temel yöntem seçildi.
Tüp Mide ve Gastrik Bypass Ameliyatları Arasındaki Teknik Farklar Nelerdir?
Aşağıda bu konuda dikkate alınması gereken farklı başlıklar sıralanmaktadır. Risk düzeyi, uygulamanın detayları ve sonrasında yaşanan süreç, uygulamanın oluşturduğu geçici ve kalıcı durumlar göz önüne alındığında aradaki farklar da net bir şekilde anlaşılmış olur.
Ameliyatın Risk Düzeyi
İki farklı uygulama göz önüne alındığında, tüp mide ameliyatı midenin küçültülmesini hedefler. Bunu yaparken dikey ölçekte %80’lik bir küçülmeyi amaçlar. Tüp mide ameliyatında kişinin bağırsaklarına herhangi bir operasyonda bulunulmaz. Mide bypass ameliyatında ise hem mideye hem de bağırsaklara müdahale söz konusudur. Bu açıdan, çok daha karmaşık ve uzun bir süreci gerektirir. Ameliyatlarda olabildiği kadar az noktaya temas ile maksimum sonucu almak hedeflenir. Mide bypass ameliyatında ise sadece mideye değil bağırsaklara da müdahale söz konusudur. Ameliyatın çok daha karmaşık ve çok katmanlı hale geliyor oluşu, komplikasyon riskini artıracaktır. Bu da istenmeyen bir durumdur.
Uygulama Detayları ve Ameliyat Sonrası Süreç
Tüp mide ameliyatındaki temel hedef, mide hacminin kısıtlanması ile birlikte kilo veriminin sağlanmasıdır. Tüp mide ameliyatını seçen kişilerin iştahının düşürülmesi ve daha az yeme içme aktivitesi içine girmesi sağlanır. Bunun için iştahı oluşturan kısım da mideden ayrılmaktadır. Bu sayede iştah hormonları devreye girmeyecek ve kişi yeme içme aktivitesinin sürekli aklına gelmesinden kurtulacaktır.
Gastrik bypass ameliyatında ise kısıtlayıcı etkiler görüldüğü gibi emilim bozucu etkiler de görülür. Emilim bozucu etki devam edeceği için kişinin hayatı boyunca vitamin ve mineralleri ek takviye olarak alınması gerekir. Tüp mide ameliyatını gerçekleştiren kişilerde emilim bozucu bir etki yaşanmaz. Bu durum hem iyi hem de kötüdür. İyi tarafı, kişinin ek vitamin ve mineral takviyesi almasına gerek kalmaz. Kötü veya riskli olan tarafı ise kişi tekrar kilo almaya başlayabilir. Gastrik bypass uygulamasında tüketilen yüksek kalori gıdalar ince bağırsağı hızlı bir şekilde kateder. Bu da dumping sendromuna yol açar. Dumping sendromunun temelinde ishal ve düşük tansiyon riski vardır. Kişinin konforunu ve günlük hayatını direkt olarak etkiler. Tüp mide ameliyatını seçenler ise dumping sendromu yaşamazlar.
Kalıcı ve Geçici Durumlar
Tüp mide ameliyatını tercih eden kişilerin mideleri kalıcı bir şekilde küçültülmektedir. Karar verilirken bu konu dikkate alınmalıdır. Gastrik bypass ameliyatı olan kişilerin midesinde bir küçültme işlemi uygulanmaz. Pratik olarak çok fazla gerçekleştirilmese de teorik açıdan yapılan işlemler geri alınabilen işlemlerdir. Gastrik bypass ameliyatında mide küçültmesi yapılmaz ancak mide iki kısma bölünür. Alt tarafta kalan kısım kapalı bir şekilde karın içerisinde bırakılırken, herhangi bir endoskopi ile ulaşıma imkan vermez. Endoskopi yapabilme ihtimalinin ortadan kalkması kişinin genel sağlığı ve diğer hastalıkların tedavisi açısından istenmeyen bir durumdur. Tüp mide ameliyatında ise kişinin midesi küçültülse dahi endoskopi yapmaya herhangi bir engel teşkil etmez.
Gastrik Bypass Obezite Ameliyatı Hangi Konuda Başarılıdır?
Gastrik bypass ameliyatının başarılı olduğu kendine özel durumlar bulunmaktadır. Bunların başında şüphesiz metabolik hastalıklar gelir. Kişinin metabolik hastalıklara sahip olması durumunda gastrik bypass uygulaması tüp mide uygulamasından çok daha fazla etkilidir. Gastrik bypass ameliyatının en fazla tercih edildiği kitle arasında 45 yaş üzeri şeker hastaları bulunmaktadır. Özellikle insülin kullanacak seviyede yüksek şeker hastalığına sahip olan kişiler bu uygulamayı tercih edebilirler.
Tüp mide ameliyatının da metabolik hastalıklar üzerinde etkili olduğunu belirtmekte fayda var. İnsülin seviyesinde olmayan kişiler, ağız yolu ile aldıkları tabletlerden kurtulmak için tüp mide ameliyatını tercih edebilirler.
Obezite Ameliyatlarında Revizyon Durumu
Farklı nedenlerden dolayı obezite ameliyatları sonrasında obezite revizyon ameliyatları gerçekleştirilebilir. Herhangi bir gereksinim halinde yapılan bu ameliyatlar, kişinin seçmiş olduğu obezite ameliyatına bağlı olarak kısıtlamalarla karşılaşmaktadır. Tüp mide ameliyatı sonrasında kompleks değişiklikler gerçekleşmediği için revizyon ameliyatları çok daha kolay bir şekilde yapılır. Gerekli görüldüğü takdirde, tüp mide ameliyatları revizyon ile birlikte gastrik bypass ameliyatına çevrilir. Ancak, gastrik bypass ameliyatında revizyon hem zor hem de risklidir. Teorik olarak yapılabilir olsa da pratikte tercih edilmez. Genç yaşta obezite ameliyatı olmak isteyenlerin, bu hususu göz önüne alması gerekir. Önlerinde bulunan uzun yıllar dikkate alındığında tüp mide ameliyatı tercihi daha mantıklı bir tercih olabilir.
Hangi Obezite Ameliyatı Daha Başarılıdır?
Yukarıda yer alan tüm başlıklar göz önüne alındığında obezite ameliyatı seçimi yaparken çok sayıda farklı faktörü bir arada düşünmek gerekir. Bu açıdan, başarılı bir operasyonun tek bir anahtarı yoktur. Kişi, iki farklı obezite ameliyatı ile de başarılı sonuçlar alabilir. Önemli olan kişinin sağlığına bir bütün olarak yaklaşarak karar almaktır. Tüp mide ameliyatlarında komplikasyon görülme ihtimali çok daha düşüktür. Tercih edilmesindeki en büyük sebeplerden biri budur. Gastrik bypass ameliyatını tercih edenlerin büyük bir bölümü ise insülin kullananlardan oluşmaktadır. İnsülin kullanan kişiler için gastrik bypass daha başarılı sonuçlar verir.
İki farklı obezite ameliyatının birbirine karşı hem avantajlı hem de dezavantajlı yönleri bulunmaktadır. Bu başlıkları ayrı ayrı değerlendirerek toplam faydanın sağlanması temel hedef olmalıdır. Uzman doktor tarafından gerçekleştirilen hasta değerlendirmesinde, büyük oranda hangi seçeneğin daha sağlıklı olacağı anlaşılır. Obezite ameliyatı olmak isteyenler, sadece olacakları ameliyat türüne değil hayatlarında gerçekleştireceği değişimlere ve sağlıklı yaşama da odaklanmalıdır.